Nećemo mu dozvoliti da se ikada više vrati u Grad Gorila.
Bir daha asla Goril Şehri'ne dönmesine izin vermeyiz.
Ubit ću vas dotaknete li me ikada više.
Bir daha bana elinizi sürerseniz, sizi öldürürüm.
Neću da te ikada više vidim u Nedođiji.
Seni bir daha burada görmek istemiyorum.
Ali nisam siguran da će mi oni ikada više vjerovati.
Ama bana bir daha güveneceklerinden pek emin değilim. Güvenecekler.
Ali moram da vas zamolim da nas više ne uznemiravate... ili Clarka, ikada više.
Ama korkarım ailemi ve Clark'ı bir daha rahatsız etmemenizi isteyeceğim.
Možeš je jednostavno zvati svojom jedinom nadom da ćeš ikada više kročiti kroz Zvjezdana Vrata.
Belki ona Yıldız Geçidi'nden bir daha geçebilmek için tek şansın da diyebilirsin.
Hoćemo li te ikada više vidjeti?
Seni bir daha görebilecek miyiz? - Neden bahsediyorsun sen?
Ako se ikada više približiš tom čovjeku, ne želim više imati posla s tobom.
Martin. Bir daha o adamın yanına gidersen, sana yapabilecek bir şeyim yok. Beni anladın mı?
Na kraju, kad ovo sredimo, a sredit ćemo ovo, ne očekujem da će itko od vas ikada više vidjeti i jedan sat prekovremenih.
Zamanı geldiğinde, bu işi hallettiğimizde ki halledeceğiz hiçbiriniz bir daha mesai yüzü bile görmeyeceksiniz.
Ne želim da ikada više tako pričaš.
Bir daha bu şekilde konuştuğunu duymak istemiyorum.
Nije bitno da li cemo se ikada više sresti.
Fark etmez. Nasılsa bir daha görüşmeyeceğiz.
Nismo mislili da ćemo te ikada više vidjeti.
Seni bir daha asla göremeyeceğimizi düşünüyorduk.
Ne želi da ikada više dođe ovdje.
Matt'in buraya bir daha gelmemesini istedi.
Da li ćete je ikada više videti, ili ne, zavisi od vašeg muža.
Onu tekrar görebilmen, kocanın şu an ne yapacağına bağlı.
Ne znam uopće dali ga želim ikada više niti vidjeti.
Onu tekrar görmek istediğimden bile emin değilim.
Oče Dugan, ne vidim nijedan način da ću ikada više biti dobro.
Father Dugan, bu güne kadar herşeyi halletim, bunuda halledicem.
Neću ti dopustiti da ikada više naudiš meni ili Anni.
Bir daha ne beni ne de Anna'yı incitmene izin vermeyeceğim.
Nisam mislila da ću te ikada više vidjeti.
Sizi yeniden göreceğim hiç aklıma gelmezdi.
Ne vjerujem da ću ikada više gledati Robbya na isti način.
Robby ile bir daha eski samimiyeti kuracağımı sanmıyorum.
Kaži mi, zašto da ti ikada više vjerujem?
Söylesene, neden sana bir daha güveneyim ki?
Pitao sam se hoću li te ikada više čuti.
Senden tekrar haber alacak mıyım diye merak ediyordum.
Ako ikada više misliš raditi ovdje, ne bih čekala predugo.
Yeniden burada çalışmayı düşünüyorsan çok beklemesen iyi olur.
Kada jednom prijeđeš granicu, postoje stvari u tami koje mogu spriječiti tvoje srce da ikada više osjeti svjetlost.
Bir kez karanlık tarafa doğru geçtiğinde bir daha hiç kalbinin aydınlanmadığını fark edeceksin.
Želim znati.....hoće li mi se Bogovi ikada više nasmiješiti?
Şunu öğrenmek istiyorum Tanrılar bir daha yüzüme gülecek mi?
Ne vjerujem da će je Greensleeves ikada više povrijediti.
Greensleeves'in artık ona zarar verebileceğini sanmam.
Chico, ako ikada više tako uhvatiš moju ruku, sprašit ću ti šest metaka u glavu.
Chico, bir daha kolumu öyle tutarsan kafanda altı delik açarım.
Neću dopustiti da te ikada više dotakne.
Sana bir daha dokunmasına asla izin vermem.
Ostanu li cjevčice unutra, nema šanse da ću ikada više pjevati.
Eğer tüpler orada kalsaydı tekrar şarkı söylememe imkân yoktu.
Premda je taj trenutak s duhom medvjeda bio snažan, ne vjerujem kako ću ikada više iskusiti ono što sam doživio s tim morskim leopardom.
O ruh ayı hatırası da güçlü olmasına ragmen leopar foklarıyla yaşadığım gibi bir tecrübeyi bir daha yaşayacağımı sanmıyorum.
Zapravo, 1964. je bila godina s najvećim natalitetom u Njemačkoj ikada: više od 1, 3 milijuna.
Nitekim, 1964 yılı Almanya'da gelmiş geçmiş en yüksek doğum oranına sahip yıldı: 1.3 milyondan fazla.
Može li ikome ikada više vjerovati.
diye soruyor. "Bir daha asla birine güvenebilir miyim?"
"Ne očekuj da ćeš ikada više dobiti neko priznanje, ponudu za posao ili položaj u školstvu."
“Bundan böyle ödüller, iş teklifleri ya da akademik topluluklarda yer almayı bekleme”
Ne bojiš li se da ćeš pisati do kraja života a da nikada više nećeš napisati knjigu do koje će ljudima biti stalo... ikada... više?"
Hayatın boyunca yazmaya devam etsen de, kimsenin bundan sonra yazacaklarının suratına bakmayacağından korkmuyor musun?" "Ha? Suratına bile bakmayacaklarından?"
1.3548231124878s
Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!
Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?